Taksirli Suçlar ve Cezaları: Trafik Kazaları Özelinde Hukuki Sorumluluk
- Harun Emre Şentürk
- 28 Tem
- 5 dakikada okunur

Günlük yaşamda en sık karşılaşılan ceza hukuku problemlerinden biri, trafik kazaları nedeniyle yürütülen adli soruşturmalardır. Özellikle ölümlü ya da yaralanmalı kazalar sonrası, kazaya karışan sürücüler hakkında çoğu zaman taksirle ölüme veya yaralamaya neden olma suçlamasıyla ceza soruşturması başlatılır.
Ancak her kaza ceza gerektirir mi? Hangi durumlar basit taksir sayılır, hangileri bilinçli taksir olarak değerlendirilir? Sürücü kazada kusurluysa hapis cezası alır mı? Mağdur olan kişi tazminat talebinde bulunabilir mi?
Bu yazıda, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen taksirli suç kavramını, trafik kazaları özelinde sürücünün ceza ve hukuk sorumluluğunu ve mağdurlar açısından hak arama yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Çünkü trafik kazaları yalnızca maddi hasarla değil; çoğu zaman ciddi hukuki sonuçlarla da ilerleyen bir sürece dönüşebilir.
Taksir Nedir? Ceza Hukukundaki Yeri ve Anlamı
Taksir, bir kişinin dikkatsizlik, özensizlik, kurallara uymama veya tedbirsizlik nedeniyle istemeden bir suçun oluşmasına sebep olmasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesine göre taksir, kasttan farklı olarak “sonucun istenmeyerek meydana gelmesidir.”
Taksirli suçlarda failin amacı zarar vermek değildir; ancak gerekli dikkat ve özen gösterilmediği için hukuka aykırı bir sonuç doğmuştur. Bu da failin cezai sorumluluğunu gündeme getirir.
Basit Taksir ve Bilinçli Taksir Ayrımı
TCK m.22/2 ve 22/3’e göre taksir ikiye ayrılır:
Basit Taksir
Kişi, meydana gelen sonucu öngörmemiştir ve bu sonuç, sadece dikkatsizlik veya ihmal nedeniyle oluşmuştur. Örneğin, hız sınırını az aşan bir sürücünün yolun kayganlığını hesaba katmayarak kazaya neden olması.
Bilinçli Taksir
Kişi, meydana gelebilecek sonucu öngörmesine rağmen, bu sonucun oluşmayacağına güvenerek harekette bulunmuştur. Örneğin, alkollü olduğunu bilerek araç kullanan bir sürücünün “bana bir şey olmaz” düşüncesiyle kazaya sebep olması.
Bilinçli taksir durumunda ceza, basit taksire göre artırımlı olarak uygulanır (TCK m.22/3). Bu ayrım, özellikle trafik kazalarında cezanın belirlenmesi açısından son derece önemlidir.
Trafik Kazaları Taksirli Suç Sayılır mı?
Trafik kazaları, çoğu zaman bir anlık dikkatsizlik veya ihmal sonucu meydana gelir. Bu nedenle, kazaya sebep olan sürücüler hakkında taksirle öldürme veya taksirle yaralama suçlamalarıyla ceza soruşturması başlatılması yaygın bir uygulamadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 85. ve 89. maddeleri, bu tür olayları taksirli suçlar kapsamında düzenler. Ancak her trafik kazası ceza gerektirmez; olayın oluş şekli, sürücülerin kusur durumu ve sonucun ağırlığı bu değerlendirmede belirleyici olur.
Kusur Değerlendirmesi: Asli – Tali Kusur Ayrımı
Kazalarda kusur oranları, bilirkişi raporları ve trafik polisinin tespitleriyle belirlenir. Kusur genellikle şu şekilde sınıflandırılır:
Asli kusur: Kazanın oluşumunda temel etken olan sürücüdür.
Tali kusur: Kazanın oluşmasında ikinci derecede etkili olan sürücüdür.
Kusursuzluk: Kazaya karışmasına rağmen olayda ihlal yapmayan sürücü.
Kazaya neden olan kişi asli kusurluysa, cezai sorumluluğu doğar. Ancak tali kusurlu kişiler hakkında ceza soruşturması açılması her zaman zorunlu değildir; savcılık takdirine göre işlem yapılır.
Bilinçli Taksir Durumları
Bazı durumlarda sürücünün yalnızca ihmal değil, olası sonucu öngörmesine rağmen harekette bulunması söz konusu olur. Bu gibi hâllerde taksir basit değil, bilinçli taksir olarak değerlendirilir ve ceza artırılır. Bilinçli taksir sayılabilecek örnekler şunlardır:
Alkollü veya uyuşturucu etkisi altında araç kullanmak
Hız sınırını aşmak (özellikle yerleşim yerinde)
Uykusuz, yorgun şekilde direksiyon başına geçmek
Tehlikeli manevralar yapmak
Bu tür ihlaller sonucunda yaralanma ya da ölüm meydana gelirse, ceza davasında bilinçli taksir hükümleri uygulanarak daha ağır yaptırımlarla karşılaşılması mümkündür.
Taksirli Trafik Kazalarında Uygulanan Cezalar
Taksirli trafik kazalarında uygulanacak cezalar, kazanın sonucuna ve kusurun niteliğine göre belirlenir. Türk Ceza Kanunu’nda bu durum, özellikle TCK m.85 (taksirle öldürme) ve TCK m.89 (taksirle yaralama) maddeleriyle düzenlenmiştir. Ceza miktarını belirleyen en önemli unsur, kazanın ölümle mi, yaralanmayla mı yoksa sadece maddi hasarla mı sonuçlandığıdır.
Maddi Hasarlı Kazalar
Sadece maddi zarar varsa ve kimse yaralanmamışsa, genellikle ceza davası açılmaz. Taraflar arası tazminat talepleri hukuk mahkemeleri yoluyla çözümlenir. Ancak trafik sigortası, maddi hasarın karşılanmasında devreye girer.
Yaralanmalı Kazalar – TCK m.89
Taksirle bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olan sürücü hakkında,
3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanabilir.
Mağdurun kalıcı bir hasar yaşaması hâlinde ceza artırılır.
Birden fazla kişinin yaralanması da cezanın artmasına neden olur.
Bu gibi durumlarda, sürücü hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi gibi lehe hükümlerden yararlanabilir.
Ölümlü Kazalar – TCK m.85
Taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verilirse,
2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası uygulanır.
Birden fazla kişinin ölümü veya bir kişinin ölümüyle birlikte yaralanma meydana gelirse,
2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Eğer olay bilinçli taksir kapsamında değerlendirilirse, bu cezalar yarı oranında artırılır. Bu durumda HAGB ya da ceza ertelemesi daha az olasılıkla uygulanır.
Sürücü Belgesine El Koyma
Bazı durumlarda, özellikle alkollü sürüş gibi bilinçli taksir barındıran kazalarda, ceza davası sonucunda sürücünün ehliyetine geçici olarak el konulması da mümkündür. Bu karar mahkeme tarafından ayrıca değerlendirilir.
Mağdur Açısından Haklar: Şikâyet, Tazminat ve Dava Süreci
Trafik kazası sadece sürücü açısından değil, mağdur olan kişiler için de hukuki sonuçlar doğurur. Yaralanan, yakınını kaybeden ya da maddi zarar gören bireyler hem ceza davasına katılma hakkına sahiptir hem de tazminat taleplerini ayrı bir hukuk yoluyla ileri sürebilir. Bu nedenle kazada mağdur olan kişiler, süreci iyi bilmeli ve zamanında harekete geçmelidir.
Şikâyet Hakkı ve Süresi
Taksirli suçlar, genel olarak şikâyete bağlı suçlar değildir. Özellikle ölümle veya ağır yaralanmayla sonuçlanan trafik kazalarında, savcılık resen soruşturma başlatır. Ancak basit yaralanmalı kazalarda mağdurun şikâyetiyle süreç açılabilir.Şikâyet gerekiyorsa, şikâyet süresi 6 aydır ve kazanın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Ceza Davasına Katılma (Müdahillik)
Mağdur, ceza davasına katılmak için mahkemeye katılma talebi sunabilir. Bu sayede duruşmalara katılır, delil sunabilir, tanık dinletebilir ve savcılık makamının yanında yer alarak sürücünün cezalandırılmasını talep edebilir. Müdahillik, tazminat sürecinde de mağdurun lehine etkili olabilir.
Maddi ve Manevi Tazminat Davası
Mağdurların ceza davası dışında maddi ve manevi tazminat davası açma hakları vardır. Bu davalar hukuk mahkemelerinde (genellikle Asliye Hukuk Mahkemesi’nde) görülür.
Maddi tazminat: Tedavi masrafları, kazanç kaybı, cenaze giderleri
Manevi tazminat: Yaşanan acı, elem, psikolojik etkiler
Bu tazminat talepleri, kazadaki kusur oranına göre değerlendirilir. Kısmi kusur varsa, hâkim buna göre indirim yapabilir.
Sigorta Şirketlerine Başvuru
Zorunlu trafik sigortası ve varsa kasko poliçesi kapsamında mağdur, doğrudan sigorta şirketine başvuruda bulunabilir. Sigorta tazminat öderse, daha sonra kusurlu sürücüye rücu edebilir. Bu nedenle mağdurlar, sadece mahkeme değil, sigorta kanalıyla da zararlarını telafi etme imkânına sahiptir.
Sıkça Sorulan Sorular
Trafik kazalarına karışan sürücüler ve mağdurların en çok merak ettiği hukuki konuları aşağıda özetledik:
Alkollü araç kullanıp kaza yapan biri bilinçli taksirle mi yargılanır?
Evet. Sürücünün alkol etkisi altında araç kullanması ve kaza yapması hâlinde, sonucu öngörebileceği kabul edilir. Bu durumda “basit taksir” değil, bilinçli taksir hükümleri uygulanır ve ceza artırımlı olur (TCK m.22/3).
Taksirli suçlarda tazminat alınabilir mi?
Evet. Taksirli trafik kazasında mağdur olan kişiler, ceza davasından bağımsız olarak maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ceza alınıp alınmaması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.
Trafik kazasında yaralanma varsa mutlaka ceza davası açılır mı?
Kazanın niteliğine göre değişir. Hafif yaralanmalarda ceza davası şikâyete bağlıdır; şikâyet olmazsa kovuşturma yapılmaz. Ağır yaralanmalarda ise savcılık resen dava açar.
Ceza davasında HAGB verilirse sabıka kaydına işler mi?
Hayır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı kesinleştiğinde, kişi 5 yıl denetim süresince kasıtlı bir suç işlemezse hüküm ortadan kalkar ve adli sicil kaydına işlenmez.
Kazaya karıştım ama asli kusurlu değilim. Yine de ceza alır mıyım?
Hayır. Eğer kusur raporları ve delillerle tali kusurlu olduğunuz belirlenirse, çoğu durumda cezai sorumluluk yüklenmez. Ancak nihai değerlendirme, soruşturma ve yargılama sonucunda yapılır.
Yazının sonu... Bu yazıda verdiğimiz bilgiler hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır. Verilen bilgiler yazılma tarihinde tarihinde yürürlükte olan kanunlara göre verilmiş olup, sizin yazıyı okuduğunuz tarihte güncel olmayabilir!
Bu sebeple; EĞER AMACINIZ HUKUKİ YARDIM ALMAK İSE BİR AVUKATA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Commenti